Silaha meraklıydım ben de çoğu arkadaşım gibi çocukluk ve ilk gençliğimde. Onlar avcılığı severlerdi, ben ağaç kabuklarından silah yapmayı. Birlikte ormana giderdik, köpekler onlardan çok benimle olmak isterlerdi, neden dersen, ben incitmem çünkü canlıları... Onlar ellerinde av ile dönerlerdi ben ağaç ve ağaç kabuklarıyla. Ormanda gördüğüm ağaçları bir şeylere benzetirdim, kağıda dökerdim çizgilerimle. Resim dersinde kimse geçemezdi beni. Bana kalsa başka bir şey yapmazdım. Ama hayat öyle olmadı. Aşçı oğlu olan ben de kuşaklardır ekmek teknemiz olan aşçılığı yapmak zorundaydım. 17 yaşımda gurbete gittim çalışmaya. Önce Ankara, sonra İstanbul. Çeşitli şirketlerde aşçılık yaptım. Bu arada evlenip çoluk çocuğa karıştım. İki oğlum, bir kızım oldu.
Köyümün ve ormanın hasretine daha fazla dayanamayıp 58 yaşımda emekli oldum. Eşimle köydeki baba evini, yaşanır hale getirip yerleştik buraya.
Ağaçlar yeniden konuşmaya başladılar benimle. Bazen bir uçak, bazen de gemi, araba, değirmen, motosiklet oluyorlar elimde. Boğaz köprüsü bile oldular.
Köyün köpekleriyle ormana gidiyoruz birlikte. O kadar dalıyorum ki ağaçlarla oyalanırken bir bakıyorum bir domuz, bir ayı, karaca ya da tilki yanı başımda. Köpekler onları kovalarken ben işime devam ediyorum.
Iskarpela, törpü ve keserden ibaret bütün takımım. Seri üretime geçmem için torna vs. hediye etmek isteyenler, yaptıklarımı satın almak isteyenler soruyorlar “değeri nedir “ diye. “Gerçeğiyle aynı değerdedir, benim için. Ama yine de satmam“ diyorum. Sadece bir adet yapıyorum, başka eşi olmuyor.
Son çalışmam olan arabayı 6 ayda yaptım. 70 yaşıma geldim artık, “bu bitsin başka yapmayacağım“ diyorum bazen. Ama ağaçlar konuşmaya devam ediyor...
Ziya Kılınç
Arak köyü, Mengen, 05 Temmuz 2018
Daha fazla hikaye için bizi Facebook ve Instagram hesaplarımızdan takip edin.
Bu fotoğraf ve hikayesi insanhikayeleri.com.tr’ye aittir. Paylaşmak ve alıntı yapmak isterseniz, ilgili bağlantıyı ve #insanhikayeleri #humanstories etiketlerini kullanmanızı rica ederiz.
7 Yorum
Özay Yaşar
16 Temmuz 2018Sevgili Ziya Kılınç ve sevgili Nurşen iyi ki varsınız. Bu dünya sizin gibi duyarlı insanlarla daha yaşanır bir yer oluyor. Bütün insanlar ağaçların sesini duyabilseydi çok daha yeşil bir dünyada yaşıyor olacaktık. Emeklerinize sağlık
H.galip yonder
12 Temmuz 2018Ağacın sıcaklığı yüreğine yansımış ustanın. Böyle özel ve güzel insanlar yaşanabilir kılıyor dünyayı.
Yasemin Sungur
11 Temmuz 2018Harika bir insanın hikayesi, çok boyutlu bir bakışa sahip. Kutlarım Nursen. Çok etkilendim. Ziyaret edeceğim bu köyü ve Ziya beyi. Doğa da benimle konuşur, yalnız değilmişim...
Melek Alpaslan
11 Temmuz 2018Daha uzun yıllar ağaçlarla konuşmanızı dilerim,ne güzel..
Kenan Aksu
10 Temmuz 2018Böyle insanlarımızın yaşarken değerini bilmemiz gerek.
1/2