Benim işim toprakla uğraşmaktı, ekip biçerdim. Para getirmiyor artık. Masraflar kurtarmıyor. Eskiden 8 kamyon kalkardı şeftali zamanı köyün meydanından. Şimdi pazardan alıyoruz eve. Tarım bitti buralarda…
Bizim köyün domatesi sağlam domatesti. Dayanırdı, para ederdi, hanımın koluna iki bilezik takardım hasat zamanı. Şimdi ince kabuklu bu domates, uymadı bize, bozuluyor yolda.
Gençler göçtü hep. Köyde çocuk yok, okul kapandı. İhtiyar takımı kaldı sadece köyde...
Biz çok çektik. Çocuklar çiftçi olmasınlar gitsinler diye uğraştım. İkisi de şehirde fabrikada çalışıyorlar. Çalışıyorlar ama yine yetmiyor para. Şimdi tek dertleri toprağı satmam, satayım da onlara şehirden ev, araba alayım istiyorlar. Toprağı satılığa çıkardım, almak isteyen de yok.
Bu yaşta bekçi oldum. Şükür. Gece buradayım. Gündüz toprak bana bakıyor, ben ona...
Nihat Yılmaz, Eski Çiftçi, Şimdi Bekçi
Karaahmetli Köyü, Karamürsel, Kocaeli, 11 Temmuz 2018
Daha fazla hikaye için bizi Facebook ve Instagram hesaplarımızdan takip edin.
Bu fotoğraf ve hikayesi insanhikayeleri.com.tr’ye aittir. Paylaşmak ve alıntı yapmak isterseniz, ilgili bağlantıyı ve #insanhikayeleri #humanstories etiketlerini kullanmanızı rica ederiz.
12 Yorum
Ayşem Kaya
07 Ağustos 2018Yasemin Sungur, inandığının arkasında nasıl duracağını yaşamındaki uygulamalarla gösteren, karar verdiği şeyi yüksek konsantrasyon, inanç ve sabırla sürdüren karakter özelliği ile yine umuduna tutunan bir insan öyküsünü sundu, biz okura..Çocuklarının umut olmaktan uzaklaştığı, şehre, taşa dönüşmeye sessiz bir itirazı kendine özgü anlatmış. Teşekkürler..??
Selma Kalayci
07 Ağustos 2018Hikaye acı gerçeklerle yüzleştirdi beni bir kere daha. Icimde birseyler acıdı. Bir film olsa hikayeyi yeniden yazsak, finali mutlu bitse ya da mutlu bir finali umsak. Umut olsa. Dersler cikarsak ve yeniden baslasak. Doğa affeder ve biz elimizden geleni yapsak!
Semra Can
07 Ağustos 2018Oysa ne çok ihtiyacımız var sizin ekip biçtiklerinizi yemeye. Her gün plastik kaplarda, plastik katkı maddeleri ile yemek yiyoruz. Ben Nihat beyin yerinde olsaydım toprağımı satmaz mücadele ederdim. Bizi bu hikayeyle buluşturan Yasemin hocama teşekkürler. :)
Nehir Ötgür
07 Ağustos 2018Arabayla seyahat ederken en sevdiğim şeylerden biri de geçtiğimiz yerlerin lokal ürünlerinden, o yörede yetiştirilen sebzelerinden, meyvelerinden almak... hatta mümkünse tarladan kendim toplayayım... tazesini yemiş olmanın tadı bir başka, ‘ilk el’in emeğine, kazancına katkıda bulunmak ise ayrı bir mutluluk veriyor bana... Bir köylünün çocuğunun kendi sevdiği işi yapması, kendisini başka konularda geliştirmesini anlıyorum... ama ülkesinin köylüsünün elinden tohumunu, toprağını aldığı için, onu köyünden etmek adına her türlü zorluğu yaşattığı için, işini durdurma noktasına getirdiği için üretimlerinde zorlanan toprak çalışanlarının temiz havayı, doğayı, bildikleri tarım işini bırakıp, geçim derdi sebebiyle şehre göç etmelerine üzülüyorum Yasemincim...
Özkalkan
06 Ağustos 2018Nihat Yılmaz Bey ; bu yaşantısının sonunda zaten kendisinin hapishanesini oluşturup onun Bekçisi bile olmuş ... bence bu yarattığı hapisaneden kendisinin yaratığıı isteklerinin bekçiliğini bırakarak özgürleşecektir ... şimdi kendime soruyorum ya ben ?
2/3